Y ile Başlayan İngilizce Kelimeler ve Anlamları

Yellow: Sarı renk
Yesterday: Dün
Yoga: Yoga
Yacht: Yat
Youth: Gençlik
Yearn: Hasretini çekmek
Yummy: Lezzetli
Yawn: Esnemek
Yield: Verim
Yolk: Yumurta sarısı
Yeast: Maya
Yonder: Şurada
Yearly: Yıllık
Yielding: Uyumlu
Yard: Bahçe, avlu
Yap: Yapmak, örmek
Yoke: Boyunduruk, eşyağımı
Yielding: Uyumlu, verimli
Youthful: Genç, dinç
Yell: Bağırmak
Yachtman: Yatçı
Yesteryear: Geçmiş zamanlar
Yearbook: Yıl kitabı
Yodel: Yoodel yapmak
Yieldingly: Boyun eğerek
Yelper: Havlayan köpek
Yearling: Yaşlı koyun veya sığır
Yachtswoman: Kadın yatçı
Yellowish: Sarımsı
Yuppified: İyileştirilmiş, lüks hale getirilmiş
Youthhood: Gençlik dönemi
Yatter: Gürültü yapmak, konuşmak
Yashmak: Peçe
Yowza: İnanılmaz, harika
Yike: Korkutmak
Yidaki: Avustralya yerlisi müzik aleti
Yabber: Konuşmak, sohbet etmek
Yurt: Konaklama yeri, barınak
Yodeler: Yoodel yapmak, yoodelcı
Yokefellow: Dost, ortak
Yellowhammer: Sarı gagalı kuş türü
Yelpering: Havlama, şikayet etme
Yarborough: 21 olmayan elin ismi, bir kart oyunu terimi
Yellowlegs: Sarı bacaklı kuş türü
Yealing: Yavru koyun veya sığır
Yirr: Kuru dalları toplamak için kullanılan bir alet
Yeshiva: Yahudi dini okulu
Yolky: Sarımsı renkteki yumurta sarısı gibi
Yashmak: Peçe
Yowl: Kükreme, miyavlamak, ulumak
Yawp: Bağırmak, haykırmak
Yali: Deniz kenarında bir konak türü
Youngling: Genç, yavru hayvan veya kuş
Yataghan: Kıvrık kılıç
Yeomanly: Onurlu, dürüst
Yarmulke: Yahudi erkeklerin takması için özel olarak yapılan bir tür küçük bir şapka
Yestern: Dünden kalma, eski
Yonderly: Uzak, özlemle bakarak
Youthquake: Gençliğin sosyal, kültürel ve siyasi dünyayı değiştirdiği bir dönem veya hareket
Yellowbelly: Korkak, cesaretsiz
Yellowcake: Radyoaktif uranyum madeni
Yow: Haykırmak, çığlık atmak
Yahrzeit: Yahudilerin ölümlerinin yıl dönümlerini anmak için yaptığı ritüel
Yarling: Hayvanların kuyruklarını keserek yapılan bir işlem
Yeastiness: Maya gibi hafif, kabarık veya heyecan verici olma durumu
Yummylicious: Çok lezzetli, ağız sulandıran
Yoni: Hinduizm ve Budizm’de dişi yaratıcılığı temsil eden sembol.
Yarn-dyed: Kumaşın iplikten önce boyanması
Yelperer: Sık sık ve yüksek sesle havlayan köpek
Yuppify: Lüks hale getirmek, iyileştirmek
Yellowwood: Sarı ağaç türü
Yarborough: Kart oyunları terimleri, hiçbir kartın elde olmadığı bir el
Yowley: Bağıran, miyavlayan, inleyen
Yeasty: Maya gibi kabaran, heyecan verici
Yester: Geçmiş, dünden kalma
Yashmak: İslam kültüründe kadınların yüzlerini örtmek için kullandıkları bir tür peçe
Yobo: Sorumsuz genç, çete üyesi.
Yak: Boğa yakı
Year-end: Yılın sonu
Youthful: Genç, dinamik, canlı
Yummylicious: Çok lezzetli, nefis
Yachter: Yat kullanıcısı
Yea: Evet, doğru
Yellowed: Sararmış, soluklaşmış
Yaw: Yana doğru sallanmak
Yarmulka: Yahudi erkeklerin takması için özel olarak yapılan bir tür küçük bir şapka
Yodeler: Yoodel yapmak, yoodelcı
Yieldable: Verimli, uyumlu
Yuppiedom: Genç, zengin ve profesyonel bir sınıfın yaşam tarzı
Yeomanry: Sivil savunma, köylü sınıfı
Yawper: Bağıran, yüksek sesle konuşan
Yellowtail: Sarı kuyruklu bir tür balık
Yesterweek: Geçen hafta
Yearbookish: Yıl kitabı gibi
Yapper: Havlayan köpek, konuşan kişi
Yeller: Bağıran, haykıran, çığlık atan
Yokel: Köylü, taşralı, saf ve salakça hareket eden kişi.
Yacking: Konuşan, çene çalan, gevezelik yapan
Yurttaşlık: Bir ülkenin vatandaşı olma durumu
Yclept: Denilen, adı olan
Yellowcake: Radyoaktif uranyum madeni
Yieldingly: Boyun eğerek, itaatkar bir şekilde
Yaffingale: İngiliz şarkı kuşu
Yachtswoman: Kadın yat kullanıcısı
Yachtman: Yat kullanıcısı
Yakow: Hinduizm ve Budizm’de, yaratıcılık enerjisi olarak görülen dişi ilahî varlık
Yellowhammer: Sarı gagalı kuş türü
Yearlong: Bir yıl boyunca devam eden
Yummy-mummy: Bakımlı, çekici ve başarılı bir anne olarak tanımlanan kadın
Yappering: Havlama, hırıltı, şikayet
Yielder: Verimli, üretken
Yellowishness: Sarımsı renkte olma durumu
Yabbering: Konuşan, gevezelik yapan
Yondering: Uzaklara bakarak özlemle düşünme
Yearthly: Dünya ile ilgili, dünyevi
Yashmaks: İslam kültüründe kadınların yüzlerini örtmek için kullandıkları bir tür peçe
Yestereve: Dün akşam.
Yaff: Yüksek sesle ve tekrarlayarak gülmek
Yellowtop: Sarı çiçekli bitki
Yaksha: Hinduizm ve Budizm mitolojisinde tanrısal koruyucular
Yen: Yeni, taze
Yarnell: İplikçilikte kullanılan bir tür tığ işi
Yippie: Siyasi aktivizm ve sosyal değişim için çalışan genç bir radikal grup
Yawling: Yana doğru sallanan, sallanan
Yellowcake: Radyoaktif uranyum madeni
Yabancı: Yabancı, yabancı ülke veya uyruklarla ilgili
Yawped: Haykıran, bağıran, yüksek sesle konuşan
Yowleying: Bağıran, miyavlayan, üzücü bir ses çıkaran
Yellowbelly: Korkak, cesaretsiz
Yappy: Havlayan, gürültücü
Yaud: İskoçça’da at veya öküz anlamında kullanılan bir kelime
Yellow-dog: Çok kötü, kabul edilemez bir şey
Yodle: Yoodel yapmak
Yellowfin: Sarı yüzgeçli bir tür balık
Yar: Kesik, yara
Yips: Golf oynarken ani sinir bozukluğu nedeniyle oluşan titreme veya sarsıntı
Yiruma: Güney Koreli bir piyanist ve besteci.
Yeanling: Yavru koyun veya keçi
Yellow-crowned: Sarı taçlı kuş türleri
Yummily: Nefis bir şekilde, lezzetli bir şekilde
Yodeller: Yoodel yapmak, yoodelcılar
Yawpedness: Yüksek sesle konuşma veya bağırma durumu
Yellowthroat: Sarı boğazlı kuş türü
Yaffing: Şakıma, güler yüzle
Yowlingly: Bağıran, çığlık atan bir şekilde
Yeremi: Kanadalı bir şarkıcı, şarkı sözü yazarı ve oyuncu
Yellowlegs: Sarı bacaklı kuş türleri.
Yobbery: Kötü davranış, yasa dışı eylemler
Yearner: Bir şeyi veya birini isteyen, özleyen kişi
Yellowing: Sararma, soluklaşma
Yellerbelly: Korkak, cesaretsiz
Yodelling: Yoodel yapma eylemi
Yett: Kraliyet tarafından korunan bir geçit veya kapı
Yellow-vented: Sarı alt kuyruklu kuş türleri
Yill: İskoçya’da Noel arifesinde yapılan geleneksel kutlama
Yowie: Avustralya yerlisi bir efsanevi yaratık
Yelperers: Sık sık ve yüksek sesle havlayan köpekler.
Yarning: Söyleşme, sohbet etme
Yellowfinned: Sarı yüzgeçli kuş türleri
Yock: İskoçya’da kullanılan bir kelime, saçmalık veya aptallık anlamında
Yea-sayer: Her şeye evet diyen, eleştirmeyen biri
Yellowback: Eski bir tür İngiliz popüler roman
Yuppification: Bir mahalleyi veya şehri daha yüksek gelirli, lüks hale getirme süreci
Yawnful: Sıkıcı, uyku verici bir durum
Yurtçu: Bir yurtta yaşayan kişi
Yumminess: Nefislik, lezzetlilik durumu
Yex: Eski İngilizce bir kelime, kusmak anlamına gelir.
Yakitori: Japon mutfağındaki, tavuk eti ve sebzelerin şişte pişirilmesiyle hazırlanan yemek
Yesternight: Dün gece
Yeld: Verimli, üretken
Yellowish-green: Sarımsı yeşil renk
Yapok: Güney Amerika’da yaşayan bir memeli hayvan türü
Yuppify: Lüks hale getirmek, iyileştirmek
Yessir: Evet efendim, doğru efendim
Yellowfinning: Balıkçılıkta, sarı yüzgeçli balık avlama eylemi
Yachtsperson: Yat kullanıcısı
Yule: İskandinav ve Kelt kültüründe kutlanan Kış Gündönümü bayramı.
Yardland: Bir arazi parçasının ölçüsü, İngiltere’de kullanılan bir ölçü birimi
Yieldless: Verimsiz, üretken olmayan
Yellowjack: Sıtma gibi salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için alınan önlemler
Yowt: İskoçya’da kuzu anlamına gelen bir kelime
Yellow-green: Sarımsı yeşil renk
Yerk: Yer, zemin
Yod: İbranice alfabenin onuncu harfi
Yarr: Kadın meme ucu, memenin ucu
Yenned: Açlığı giderilmiş, doyurulmuş
Yakin: Yakın, akraba veya arkadaş gibi yakın insanlar.
Yarpha: Avustralya yerlisi bir bitki türü
Yellowtail snapper: Sarı kuyruklu bir tür balık
Yank: Keskin bir şekilde çekmek, çekiştirmek
Yarling: Hayvanların kuyruklarını keserek yapılan bir işlem
Yellowback: Eski bir tür İngiliz popüler roman
Yow: Haykırmak, çığlık atmak
Yardang: Rüzgarın erozyon yoluyla şekillendirdiği bir tür kum tepeciği
Yawny: Uykulu, uyku verici
Yestern: Dünden kalma, eski
Yarnspinner: Öykü anlatıcısı, hikaye anlatıcısı